Ligin ilk düdüğünden bu yana; 'siz bu ligi bilmezsiniz' plağı eşliğinde, 'futbol dünyanın her yerinde futboldur' bilgimizi sorguluyoruz. Geçen sezon, şeker yok, yağ yok eksik malzemeyle helva yapılsın' diyorduk, bu sezon 'kıskanılacak kadroya sahibiz' sözleri eşliğinde helvayı kotaracak ustayı tartışıyoruz.
Her ne kadar puan cetvelindeki yerimiz rahatsızlık vermese de, bugüne kadar ortaya konan futbolun bizleri pek mutlu ettiği söylenemez. Ki; 3 golle mağlup olmuş rakip takımın hocası bile "Samsunspor,ortaya koyduğu futboldan tatmin olmamışsa durup düşünmek gerekmez mi" diyorsa...
Neyse ki İnegölspor karşısında pasif pas trafiği yerine dikine oynanan bir oyun izledik... Her iki takım açısından rüştünü ispat niteliği taşıyan bir karşılaşmaydı... Samsunspor adına gelecek için; umut verecek futbol, İnegölspor adına ise; kötü gidişe dur diyerek yeni bir başlangıç anlamını taşıyordu.
İnegölspor aldığı sonuçların ötesinde, kağıt üzerinde iyi bir kadroya sahip. Ancak teknik heyetle 'kan uyuşmazlığından' olsa gerek bugüne kadar bekleneni bir türlü veremedi. Bu da ciddi psikolojik baskı anlamına geliyor. Buna bir de erken yenen golü ekleyin, alın size duble baskı... Zor geçeceğini düşündüğümüz maçı 8.dakikadan sonra kolaya çeviren de bu oldu...
Bu faktörlerin üzerine ayağa isabetli pas yapan, ne yaptığını bilen, yaptığı presle rakibe oyun kurma şansı vermeyen ve boş alanları iyi kullanan Samsunspor'u da ekleyin, alın size maç izlemenin keyfi...
İki farkla önde olmak rehavet havasına neden olmasa ve de 40.dakikadaki o gol olmasaydı, hem soyunma odasına iki farkla önde gidecektik, hem de keyfimizin içine limon sıkılmayacaktı.
İkinci yarı limon tadını 'ağzımızdan' silen yine İlyas Kubilay-Yavuz Samet Asatekin işbirliği oldu. Samet ikinci goldeki güzel vuruşunu yineleyince fark tekrar ikiye çıktı. Üçüncü golden sonra İnegölspor rakibinin gücünü kabullendiği bir resim ortaya koydu. Oyundan düştü. Atakları saman alevi kıvamından öteye geçemedi. 85.inci dakikada penaltı imdadına yetişti ve yeniden umutlandı. Umutlanması sonucu değiştirmeye yetmedi. Sahadan üç puanla ayrılan Samsunspor oldu. Skora rağmen Samsunspor kolay kazandı diye düşünüyorum.
Her ne kadar puan cetvelindeki yerimiz rahatsızlık vermese de, bugüne kadar ortaya konan futbolun bizleri pek mutlu ettiği söylenemez. Ki; 3 golle mağlup olmuş rakip takımın hocası bile "Samsunspor,ortaya koyduğu futboldan tatmin olmamışsa durup düşünmek gerekmez mi" diyorsa...
Neyse ki İnegölspor karşısında pasif pas trafiği yerine dikine oynanan bir oyun izledik... Her iki takım açısından rüştünü ispat niteliği taşıyan bir karşılaşmaydı... Samsunspor adına gelecek için; umut verecek futbol, İnegölspor adına ise; kötü gidişe dur diyerek yeni bir başlangıç anlamını taşıyordu.
İnegölspor aldığı sonuçların ötesinde, kağıt üzerinde iyi bir kadroya sahip. Ancak teknik heyetle 'kan uyuşmazlığından' olsa gerek bugüne kadar bekleneni bir türlü veremedi. Bu da ciddi psikolojik baskı anlamına geliyor. Buna bir de erken yenen golü ekleyin, alın size duble baskı... Zor geçeceğini düşündüğümüz maçı 8.dakikadan sonra kolaya çeviren de bu oldu...
Bu faktörlerin üzerine ayağa isabetli pas yapan, ne yaptığını bilen, yaptığı presle rakibe oyun kurma şansı vermeyen ve boş alanları iyi kullanan Samsunspor'u da ekleyin, alın size maç izlemenin keyfi...
İki farkla önde olmak rehavet havasına neden olmasa ve de 40.dakikadaki o gol olmasaydı, hem soyunma odasına iki farkla önde gidecektik, hem de keyfimizin içine limon sıkılmayacaktı.
İkinci yarı limon tadını 'ağzımızdan' silen yine İlyas Kubilay-Yavuz Samet Asatekin işbirliği oldu. Samet ikinci goldeki güzel vuruşunu yineleyince fark tekrar ikiye çıktı. Üçüncü golden sonra İnegölspor rakibinin gücünü kabullendiği bir resim ortaya koydu. Oyundan düştü. Atakları saman alevi kıvamından öteye geçemedi. 85.inci dakikada penaltı imdadına yetişti ve yeniden umutlandı. Umutlanması sonucu değiştirmeye yetmedi. Sahadan üç puanla ayrılan Samsunspor oldu. Skora rağmen Samsunspor kolay kazandı diye düşünüyorum.